Adana Boşanma Davası Avukatı Ali YÜKSEL-Boşanmaya Dair Merak Edilen Sorular ve Cevaplar

18 yaşını dolduran kişiler kendi iradeleriyle evlenebilir. Medeni kanuna göre evlilik yaşı kadın ve erkek için on yedi yaşın doldurulması olarak belirlenmiştir. Dolayısıyla on sekiz yaşını doldurmadığı için ergin olmayan bir küçük on yedi yaşını tamamladıysa evlenme ehliyetine haizdir. Ancak henüz tam ehliyetli olmadığından yasal temsilcisinin rızasının evlenme merasiminden önce yazılı olarak alınması ve bu rızanın şarta bağlı olmaması gerekir. Velayet altındaki küçüğe izni, velayet hakkına haiz ana ve baba birlikte vermelidir.

On altı yaşını dolduran ve ayırt edebilen birey sınırlı ehliyetsiz olsa da yasal temsilcisinden izin almaksızın hâkime başvurabilir. Ancak evlenme izninin talep edilebilmesi için olağanüstü durumun veya pek önemli bir sebebin varlığı aranır. Bu önemli durum ve sebebin varlığını hâkim takdir eder. Örneğin; hamilelik gibi.Hâkim izin verirken olanak buldukça ana baba veya vasiyi de dinler.

Akıl hastalığına tutulan kişinin bu hastalığının sürekli veya geçici olmasına göre durum değişir. Eş sürekli akıl hastası ise  ve evlendiği sırada akıl hastalığı bulunuyorsa  evlilik mutlak butlanla batıldır.Mutlak butlan sonucu evlilik hiç yapılmamış sayılır. Kişi evlenme sırasında geçici olarak ayırt etme gücünden yoksun ise bu durum mutlak değil nispi butlan sebebidir. Nispi butlan sebebine dayanılarak evlilik iptal ettirilebilir.

Kadın taraf, evlenmenin sona ermesinden başlayarak 300 gün geçmedikçe yeniden evlenemez. Bu  süreye iddet müddeti denir. bu süredeki amaç olası bir hamilelikte çocuğun soybağının karışmasının engellenmesidir. Bu süre hamile olunmadığına ilişkin bir doktor raporu ile dava açılmak suretiyle kaldırılabilir. 

Evlenmek isteyen taraflar, gerekli belgelerle içlerinden birinin oturduğu yerdeki evlendirme memurluğuna birlikte başvuru yaparlar. Köyler de ise bu görevi muhtarlar yapar.

Hukuken geçerli bir evlilik, yetkili ve görevli bir resmi memur  ile iki şahit huzurunda eşlerin evliliği kabul ettikleri anlamına gelen karşılıklı olmak üzere ”evet” kelimesini telaffuz etmeleriyle kurulur. Bu merasimden sonra eşlerin, şahitlerin imza atmasının veya nikah memurunun ”sizi karı-koca ilan ediyorum” demesinin evliliğe kurucu etkisi yoktur.

Ülkemizde dini nikah yapmak yasak değildir. Ancak hukukumuz dini nikahı resmi nikah olarak kabul etmediği için  çocukların soybağı, miras vs.  birçok problem çıkmaktadır. Eşlerin resmi nikah  yapmalarına takiben dini nikah yapmalarında herhangi bir engel yoktur.

Eşi tarafından aldatılarak evlenmeye ikna edilen eş evlenmenin iptalini dava edebilir. Örneğin eş ciddi miktardaki borcunu eşinden saklamışsa veya ciddi bir hastalığı var ise..  Bu durumda kusurlu eşin diğer eşe yüklü miktarda manevi tazminat ödemesi gerekebilir. 

Canına veya malına zarar vermekle korkutulan ve evlenmek zorunda kalan eş, korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ve her halde evlenmenin üzerinden 5 yıl içinde evliliğin iptalini talep edebilir.

Evlilik; boşanma, ölüm, gaiplik nedeniyle fesih, evlenmenin iptali ve yok hükmünde sayılması durumunda sona erer.

Evliliğin hukuken yok hükmünde olması halinde evlilik kendiliğinde hükümsüz olur ve baştan itibaren hiç kurulmamış sayılır. Aynı cinsiyetten kişilerin evliliği, evliliğin resmi memur önünde yapılmamış olması ve eşlerin iradelerini açıklamadan yapılan evlilik yok hükmündedir. Yani resmiyette bir evlilik hiç yoktur.

Kanunda düzenlenen hallere göre  eşlerden birinin evlilik sırasında zaten mevcut bir evliliğinin bulunması, sürekli ayırt etme gücünden yoksun olması, evliliğe engel olacak derecede akıl hastalığı bulunduğunun raporlanması ve aralarında kanunen yasaklanan hısımlığın bulunması halinde herhangi bir süreye tabi olmadan Cumhuriyet Savcısı ve ilgili kişiler evliliğin iptalini isteyebilir.

 Bu haller, kişinin evleneceği şahısta veya niteliğinde yanılması, aldatma, korkutma ve ayırt etme gücünün geçici olarak yoksunluğudur. İptal davası açma hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak altı ay ve her hâlde evlenmenin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. bu süre hak düşürücüdür. Cumhuriyet Savcısı bu davayı açamaz.

Boşanma davalarında hâkim vicdanen karar verir. Taraflara yemin öneremez. Tarafların ikrarı hakimi bağlamaz ve hakim delilleri serbestçe değerlendirir. Anlaşmalı boşanma davalarında maddi manevi tazminat, nafaka, velayet vs ilişkin anlaşmaların hâkimce onaylanması gerekir. Talep olması halinde ve  durumun niteliğine göre boşanma davası duruşmaları gizli yapılabilir. 

Boşanma davaları kural olarak Aile Mahkemesinde açılır. Ancak Aile Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde açılır.

Boşanma davalarında yetkili mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son altı aydan beri birlikte oturdukları yer aile (asliye) mahkemesidir.

Boşanma davası açıldıktan sonra dava dilekçesi karşı eşe (davalı eşe) tebliğ edildiği tarihten itibaren 2 hafta içinde boşanma davası açan eşe karşı dava açılabilir.

Boşanma davalarında avukat tutma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak bu davaların ciddi sonuçları(velayet, nafaka, tazminat vs.) olduğu için eşlerin alanında uzman bir boşanma avukatı tutması elbette faydalı olacaktır. Bu konuda iletişim kurmak için tıklayınız.

Boşanma davalarında avukatlık ücreti  boşanma davasının çekişmeli veya anlaşmalı olmasına göre değişeceği gibi bunun yanı sıra dava konusu olayların niteliğine göre değişiklik göstermektedir. Boşanma davalarında avukatlık ücreti ortalama bir 4000-20000 TL arası olmaktadır.

Dava masrafları dava dilekçesinde gösterilen deliller için avanstan, tebligat giderlerinden ve yargı harçlarından oluşur. Dolayısıyla net bir dava masrafı söylemek doğru değildir. Davadaki delil durumuna göre yaklaşık olarak 500 TL-2000 TL arasında boşanma davalarında  dava masrafı çıkmaktadır. 

Boşanma sebepleri ikiye ayrılır. 

Özel boşanma sebepleri ve Genel boşanma sebepleri

Özel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanunu’nda beş maddede düzenlenmiştir. Buna göre; zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı muamele, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebepleridir.

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, anlaşmalı boşanma ve terk nedeniyle boşanma genel boşanma sebeplerindendir.

Aldatmaya dayalı boşanma davası açılabilir. Önemli olan bu durumun ispatıdır. Her türlü delille iptal edilebilir. İspat yükü bu durumu iddia eden  davacıdadır. Zina aynı zamanda mutlak boşanma nedeni olup, evlilik birliğine yapılan en büyük sadakatsizlik ve hakaret olarak kabul edilmektedir.

Toggle Content
Toggle Content
Toggle Content
Toggle Content
Toggle Content
Toggle Content
Toggle Content

Yorum Bırak