Ceza bölünebilir nitelikte olmalıdır. Bu, suçlunun kişiliğine uydurulabilmesi için zorunludur. Yaptırımın bireyselleştirilmesi, başka bir deyişle cezanın, işlenen suçun ağırlığına, suçlunun kişiliğine ya da kusuruna uygun belirlenmesi, bölünebilir olması durumunda olanaklıdır.

Cezanın belirlenmesi

 (1) Hakim, somut olayda;
  1. a) Suçun işleniş biçimini,
  2. b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
  3. c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
  4. d) Suçun konusunun önem ve değerini,
  5. e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
  6. f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
  7. g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
            Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
            (2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
            (3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hallerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
            (4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
            (5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
            (6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmi takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
             (7) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.)Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
             (8) (Ek: 29/6/2005 – 5377/7 md.) Adlî para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.
             (9) (Ek: 6/12/2006 – 5560/1 md.) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.

Takdiri indirim nedenleri nelerdir ?

Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Diğer cezaların altıda birine kadarı indirilir. (
Takdiri indirim nedeni olarak;
  • failin geçmişi
  • sosyal ilişkileri
  • fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları
  •  cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri
gibi hususlar göz önünde bulundurulabilir. Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir.

Cezanın Belirlenmesiyle İlgili Yargıtay Kararları

6. Ceza Dairesi 2016/6861 E. , 2019/3560 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma, kasten yaralama
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

1-Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan; sanık … hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;

Sanık … hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53.maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmekle yapılan incelemede;

Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar … ve … savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,

2-Sanık … hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesine gelince;
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulunun takdirine göre, suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve Yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

5237 sayılı Yasa’nın 61. maddesiyle Cezanın belirlenmesinde, izlenmesi gereken yöntem açık ve denetime imkan tanıyacak bir biçimde ortaya konulmuştur. Buna göre somut olayda ilgili suç tanımında belirtilen Cezanın alt ve üst sınırı arasında ceza tayin edilirken Cezanın belirlenmesine ilişkin madde hükmündeki ölçütler dikkate alınacaktır. Bu düzenleme ile soyut gerekçelerle Cezanın alt ve üst sınırdan Belirlenmesi şeklindeki yanlış uygulamanın önüne geçilmek istenmiştir. Bu açıklamalar ışığında bir suçtan dolayı TCK’nin 61. maddesi gereğince temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar göz önünde bulundurulacak ve somut gerekçeler de belirtilmek suretiyle kanundaki Cezanın alt ve üst sınırı arasında takdir hakkı kullanılacaktır. Ayrıca temel ceza belirlenirken aynı Yasa’nın 3. maddesinin birinci fıkrasındaki “Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığı ile orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.” şeklindeki hüküm de gözetilmek zorundadır.

Hakimin temel cezayı belirlerken değindiği gerekçesi suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçları, işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksirine dayalı kusurunun ağırlığı, failin güttüğü amaç ve saik ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yerinde ve yeterli olmalıdır. Ceza Hukukunun temel ilkelerinden olan Cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme hakime ait ise de bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması bu bağlamda suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının göz önünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması zorunludur.

Somut olayda ise iştirak halinde suç işleyen sanıklardan … hakkında temel Cezanın nitelikli yağma suçundan 10 yıl belirlenmesine rağmen; suçun işlenişine diğer sanıkdan farklı bir katkısı, saik ya da amacının olduğuna dair dosyaya yansıyan herhangi bir bilgi olmayan sanık … hakkında yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle nitelikli yağma suçundan temel Cezanın 11 yıl olarak Belirlenmesi suretiyle duraksamaya neden olunması,

Bozmayı gerektirmiş, sanık … savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi CMK’nin 326/son maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 19.6.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

6. Ceza Dairesi 2019/736 E. , 2019/3600 K

“İçtihat Metni”


Yağma suçundan sanık …’nin, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 495,497/1, 59/2, 81/2. maddeleri gereğince 12 yıl 6 ay 1 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ÇANAKKALE Ağır Ceza Mahkemesinin 19/02/2003 gün, 2002/51-2003/73 sayılı kararının, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 09.10.2003 gün, 2003/5012-2003/6639 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, 5237 sayılı TCK’nin 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılan uyarlama yargılaması sonucunda, lehe olduğu kabul edilen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 149/1-4, 150/2,62/1. maddeleri gereğince sanığın 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair aynı Mahkemenin 01/07/2005 tarihli ve 2002/51 Esas, 2003/73 Karar sayılı ek kararına karşı Adalet Bakanlığının 13/02/2019 gün ve 94660652-105-17-10359-2018-KYB sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22/02/2019 gün ve KYB/2019-17862 sayılı ihbar yazısı ile dosya Dairemize gönderilmekle incelendi:

Anılan Yazıda;

(5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme ile Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 18/11/2005 tarihli ve 2005/2691-3395 sayılı ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 13/10/2005 tarihli ve 2005/10431-12718 sayılı ilâmlarına nazaran, sonraki kanunun unsurlarının veya özel hâllerinin değişmesi, Cezanın teşdiden tayini nedeni sayılacak olguların tartışılması, alt ve üst sınırlar arasında bir oran Belirlenmesi yada artırım veya indirim sebeplerinin değerlendirilmesi, Cezanın paraya veya tedbire çevrilmesi veya ertelenmesi hususunda mahkemece takdir hakkının kullanılması ve böylece bireyselleştirme yapılmasının zorunlu olduğu hâllerde, duruşma açılmak suretiyle tüm bunların neden ve gerekçeleri de gösterilerek hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden dosya üzerinde karar verilmesinde isabet görülmemiş, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması) Dairemizden istenilmiştir.

TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A

Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını ihbar yazısı ve incelenen dosya içeriğine göre;
5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca hükümlü yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulanacağı gözetilerek 5237 ve 765 sayılı Yasalara göre yağma suçunu oluşturan eylemler nedeniyle verilecek temel cezaların ne şekilde saptanacağının Belirlenmesi ile bireyselleştirme amacına yönelik takdir hakkının kullanılması ve önceki yasaya göre suçların yasal öğelerinde yapılan değişikliklerin tartışılması için duruşma açılmasının zorunlu bulunduğu gözetilmeden dosya üzerinde hüküm kurulması,
Usul ve Yasaya aykırı olduğundan,
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile yağma suçundan hükümlü … hakkında Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 01/07/2005 tarih ve 2002/51 Esas, 2003/73 Karar sayılı ek kararın 5271 sayılı CMK’nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 309. maddesinin 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca Mahkemece duruşma açılarak yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hükmün verilmesine, 19/02/2003 tarihli kesinleşmiş ilk hükümdeki ceza süresini aşmamak koşuluyla infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, 18.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Adana ceza avukat – adana boşanma avukatı – adana avukat – adana idare hukuku avukatı
İletişim için TIKLAYINIZ !